Bir varmış…Bir yokmuş. Zamanın birinde, ülkenin çok dışında, kocaman bir orman varmış. Ormanın derinliklerinde, ucu bucağı görünmeyen bir ağaç kavuğu varmış. Bu ağaç kavuğu oldukça derinmiş. Burada acımasız bir canavar varmış. Bu canavar, geceleri bu ağaç kavuğunda yaşarmış. Bu korku dolu canavar, gökyüzünün bulanık olduğu zamanlar ortaya çıkarmış. Bu canavar ortaya çıktığında biri ortadan kayboluyormuş.
Kral buna bir türlü çare bulamıyormuş. Bir gün adı sanı bilinmeyen bir büyücü, kralın huzuruna çıkmış. Krala bir teklifte bulunmayı düşünmüş. Kendisini yaveri yaparsa, bu herkesin ortadan kaybolmasına neden olan canavarın kalbini söküp getirecekmiş. Kral, hiç düşünmeden bu teklifi kabul etmiş. Yalnız bu süre içinde bir sorun varmış.
Büyücü kralla konuştuktan sonra, bir daha kralın karşısına çıkmamış. Günler sonra, büyücü kralın karşısına çıkmış. Büyük bir mendilin içinden, canavarın kalbini çıkarmış. Kral bu duruma oldukça mutlu olmuş. Büyücü, kraldan şartını kabul etmesi için diretmiş. Kral bunun için, büyücünün biraz beklemesini söylemiş. Buna karşılık sarayda dilediği kadar kalabileceğini söylemiş.
Büyücü bu duruma oldukça sinirlenmiş. Büyücü bu durumu kabul etmeden, oradan uzaklaşmış. Günler geçtikten sonra, kralın hizmetlilerinden biri yine ortadan yok olmuş. Kral bu duruma bir hayli şaşırmış. Büyücü herkesi yok eden canavarın kalbini kralın önüne koymuş. Bu durumda nasıl hala çevresindeki insanların ortadan kaybolduğuna anlam verememiş. Bu da büyücüden şüphelenmesine neden olmuş.
Bu şüpheyle, kılık değiştirip büyücüyü aramaya başlamış. Bir de bakmış ki kara bir çarşaf giyip ve uçsuz bucaksız deliğe girip, sabahları da oradan çıkıyormuş. Kralın çevresindeki herkesi yok eden asıl canavar, bu çirkin büyücüymüş. Kral artık çevresindeki insanların ölmesine müsaade etmek istemiyormuş. Bununla ilgili bir plan yapıp, büyücünün tekrar saraya gelmesini bekliyormuş.
Büyücü yine isteklerle saraya gelmiş. Kral isteklerini yine kabul etmemiş. Bunun ardından krala bir teklifle gelmiş yine. Ama önce kendi bahçesinden topladığı elmadan bir tane ikram etmek istiyormuş krala. Kral elmayı almış tam ısırırken, büyücünün dalgınlığına gelmesini sağlayarak, büyücüyü yaverlerine yakalatmış. Büyücü zindanlarda çürüyüp bir daha kimseye zarar verememiş.