Gecelerin çok zor geçtiği, küçük bir mahalle varmış. Bu mahalle oldukça enteresan bir yermiş. Burada geceleri hiç uyumayıp herkesi rahatsız eden bir yaratık varmış. Bu yaratık tüm gün ortadan kaybolur, geceleri herkesi rahatsız etmek için ortaya çıkarmış. El ayak çekildiğinde, bir hayalet gibi ortada süzülüp insanların kapısında hüzünlü türküler söylermiş.
Bundan herkesin tüyleri diken diken olur, bir daha geceler boyunca asla uyuyamazlarmış. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu yaratığı kesinlikle yakalayamazlarmış. Bir gün bütün mahalle toplanıp bu ne olduğu belli olmayan yaratığı yakalama planı yapmışlar. Mahalle halkı, o gece uyumadan yaratığın ortaya çıkmasını beklemiş. Yaratık gece yarısı olduğunda ortaya çıkmış. Kapı kapı gezip herkesi rahatsız etmeye başlamış. Kimse evde olmadığı için biraz şüphelenmiş bu durumdan.
Etrafına bakınmış ve kapıları korkunç bir şekilde hızlı hızlı vurmaya devam etmiş. Köyün ileri gelenleri, bu ürkütücü yaratığın ne olduğuna dair bir bilgiye sahip değilmiş. Yaratık sanki bir boşlukta süzülüyormuş gibi yürüyor ve aslında hiç canlı gibi görünmüyormuş. Bu yaratığın mezarlık perisi olduğunu kimse anlamamış.
Mezarlık perisi, yüzyıllar önce bebeğini kaybeden bir kadının mezardan çıkıp gelmiş haliymiş. Bu kadın her gün kaybettiği bebeğini arıyor ve kapı kapı bulmak için çalışıyormuş. Bunu bilmeyen köy sakinleri, köyde yaşlı bir bilgenin yanına gitmişler. Bu ürkütücü hayaletin kim olduğunu sormuşlar.
Yaşlı adam iç geçirerek yanıt vermiş. Bu korkunç gecelerin nedeni, her gece mezarından çıkıp kaybettiği küçük kızını arayan mezarlık perisiymiş. Kimseye zararı olmasa da kapı kapı dolaşması oldukça ürkütücüymüş. Köy sakinleri bu konuda ne yapacaklarını yaşlı bilgeye sormuşlar. Bilge onlara şunların sıra sıra yapılması gerektiğini söylemiş.
Önce gidip hayaletle iletişime geçmeleri gerektiğini ve ne istediğini hayaletin bileceğini anlatmış herkese. Hayaletin karşısına çıkan yaşlı bir amca, kendilerini rahatsız etmemesi için ne yapmalarını istediğini sormuş. Hayalet, sesleri duyunca ağlamaya başlamış. Bebeğine kavuşmak istediğini söylemiş. Bunun için de hayaletin mezarının başında davul çalmaları gerekiyormuş. Davulcu 3 gün gece boyunca davul çalmış. Mezar perisinin ruhu böylece huzur bulmuş.